Böyle güzel hayallerle yola çıkmış bir lisenin bir tane olması elbette yetersizdi. O kadar sayısalcıyla nasıl kapışsın bir okul?
İşte mesele biraz burada koptu sanki. İtibarı korumak gerektiğine inanan dönemin Milli Eğitim kadroları sayısı kısıtlı tutacaklarına söz vermişti. İstanbul, Kayseri, Ankara, Konya, İzmir, Antalya, Mersin, Adana derken önünü alamadılar sonra.
Aslında bana sorarsanız 10 tane yeterdi. Madem 5 yıl okutacaksın bunca gariban öğrenciyi; madem ilköğretimden gelir gelmez dayayacaksın 20 saat İngilizce bunun bir anlamı olmalı. Az olmalı, merkezi olmalı.
Ama olmadı nitekim. Az da olmadı öz de olmadı. Açıldı da açıldı.
Yatılı okullar olması sebebiyle bulundukları bölgelerin merkezi konumundaki illere açılmasında ve çevre illerle beraber en seçkin öğrencileri iyi imkanlarla okutmasında hiç bir beis olmayan bu okullar şimdilerde fena durumdalar.
Şu an 85 adet olduğuna dair laflar dolanıyor. Biz merkez illerde olsun dedik ama devletlilerimiz ilçelere bile açtılar. Öğretmen liselerini kapatınca ellerde kalan binaların hepsini İmam-Hatip yapmak şimdilik ayıp olacağından zahir Sosyal Bilimlere dönüştürdüler. Yani aslında bizi de açarak kapattılar.
Eh okuyanlar bilir; bir zamanlar az dert anlatmadık; "Hayır teyzeciğim meslek lisesi değil." "Hayır sağlık mesleğe puanımız yetiyor aslında." dilimizde tüy bitmişti. Ama artık teyzeler haklı; meslek lisesinden halliceyiz.
Her yer SBL, her yer "Neden hazırlık var?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder