Merhaba
arkadaşlar; uzunca bir zamandır internet sağlayıcım lanet şirket yüzünden ayrı
düştük. Ben buralarda yokken birkaç kez evden kaçtım ve bir de ufak bir devrim deneyimi yaşadım. Tabi ki lanet
kapitalistlere şimdilik yenik düştük ama toparlanacaz.
Şimdi bu
yazım biraz psikolojik bir inceleme denemesi olacak. Yavaş yavaş alıştırıyorum
kendimi.
Biz
internet nesliyiz dostlar. Bizler için dünya büyük falan değil. Sadece klasik
yakınlık ve uzaklık kavramlarımızı yeniden tanımlama konusunda sıkıntı
çektiğimiz için insanların internetten/telefondan yakın, bedenimizden uzak
olduğunu anlamak konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Ama yazımın konusu bu değil.
Biz
milenyum gençleri olarak artık internetteki davranışlarından yola çıkarak
karşımızdaki hakkında karakter tahlili yapabiliriz.
Konuyu çok daha daraltıp mesajlaştığınız insanın sizi sevip sevmediğini anlamanın kısa bir yolu üzerinde duracağız; size verdiği cevaplar. Chelsea Peretti diye bir ablamız var muhtemelen tanımazsınız kendisini, çok cahilsiniz keşke bilseniz. O demiş ki zamanında; “Eğer birisine sizi seviyorum yazdıysanız ve cevap olarak bir emoji yolladıysa o emoji ne olursa olsun sizi sevmiyor demektir.” Bu laf kadar olayı ciğerinden yakalayan bir laf duymadım. Bunu duyar duymaz aklıma tüm Whatsapp hayatım geldi. Tüm o “seni seviyorum”lara gülücükle karşılık vermeler, birazcık daha konuşmak istediğim biriyse göz kırpma atmalar falan ve evet hiçbirine aşık değildim. Ayrıca bugüne kadar sevme ihtimalimi hesapladığım birkaç kişiden de cevap olarak emoji almışlığım var.

Ve
unutmayın; hiçbir gülümseyen surat sizi gerçeklerden kurtaramaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder